Tarihî ve Ebedî Yönüyle İstiklal Mücadelemiz

Yazar: tayfun.sener | Tarih: 14 Mart 2019

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) “Tarihî ve Ebedî Yönüyle 18 Mart’tan 12 Mart’a İstiklal Mücadelemiz” konulu panel düzenlendi.

Eğitim Fakültesi B Blok Konferans Salonu’nda Üniversiteli Akil Gençlik Topluluğu (ÜNİAK) ve Akademik Düşünce Eğitim Medeniyet Topluluğu (ADEM) tarafından düzenlenen etkinliğe; Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

“Milletimizin yıkılmaz cesaretinin manifestosu”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan ÜNİAK Topluluk Başkanı Resul Kazanbaş: “Cennet vatanımızın, istiklal sevdamızın ve hakka tapan milletimizin yıkılmaz cesaretinin manifestosu olan İstiklal Marşımızın kabulünün 98. yıl dönümünü kutladık ve icra ettik. Bu vesileyle millî şairimiz, büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Bu etkinliğimizi gerçekleştirmemize katkıda bulunan Üniversite yönetimine şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

“Mehmet Akif Ersoy tarihimizi ölümsüzleştirmiştir”

Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, etkinliğin anlam ve önemini dile getirerek “Böyle anlamlı bir günde burada olmanın heyecanını yaşıyorum. Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’ndaki eşsiz mısraları ile tarihimizi ölümsüzleştirmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda Türk milletinin verdiği mücadele ve tarihe geçen başarısını ortaya koyarak vatanımıza sahip çıkmıştır. İstiklal Marşı, bize vatanımızın ne kadar kutsal bir emanet olduğunu göstermektedir. İstiklal Marşımız, kabulünün 98. yıl dönümünde ve gelecek hafta kutlayacağımız 18 Mart Deniz Zaferimizin 104. yıl dönümünde benliğimizi ve ulusal kimliğimizi bulma yolumuzu göstermiştir.” şeklinde konuştu.

“En büyük beka mücadelesi Çanakkale’de verildi”

Prof. Dr. Yavuz Bayram moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Çanakkale Deniz Zaferinin tarihsel sürecini ele alan Prof. Dr. Önder Duman ise “Günümüzde sık kullanılan ‘beka’ sözcüğünün tarihsel sürecinden söz edecek olursak, Osmanlı Devleti bu konuda 17. yüzyıla kadar bir sıkıntı yaşamadı. Daha sonraki süreçte tarihimizin belki de en büyük beka mücadelesi 1. Dünya Savaşı'nda Çanakkale’de verildi. Çanakkale öyle önemli bir yerdi ki geçildiği takdirde başkent işgal edilecek ve Osmanlı Devleti savaşın ortasında kalacaktı. Buna bağlı olarak Millî Mücadelemiz 3 yıl öncesine alınmak durumunda kalacaktı. İngilizler kendilerine çok güveniyorlardı. Boğazları geçerek Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakacaklarını düşünüyorlardı. Fakat Osmanlı Devleti savaşın başından beri Çanakkale’ye bir saldırı beklediği için gerekli önemleri almıştı. O sıralar tanınmayan fakat Millî Mücadele sırasında adını sıkça duyacağımız Cevat Paşa o dönemde savunma birliklerinin planlamasını yapan kişiydi. Ayrıca Cevat Paşa, savunmalarını mayınlama üzerine kuran ve Nusret mayın gemisine önemli katkıları olan birisiydi. Mayınlar bizim Çanakkale savunmamızda en önemli etkenlerden birisi olmuştur. Millî Mücadele'nin ana kadrosu; Çanakkale’de büyük bir sınav vermiş ve bu sınavı başarıyla geçmişlerdir.” ifadelerini kullandı

"Milletimiz ayağa kalkarak Millî Mücadele'yi başlattı"

Programın devamında, İstiklal Marşı ve Milli Mücadele ekseninde konuşan Dr. Öğr Üyesi Mehmet Aydın konuşmasında “Çanakkale Zaferimiz, Millî Mücadele'nin ortaya çıkmasında önemli rol oynadı. Çünkü Çanakkale Savaşı'nda savaşan askerlerin arkasında evi vardı, namusu vardı. Bu duyguyu dünyada başka yerde görmeniz mümkün değil. Dolasıyla o ruh, Çanakkale’nin geçilemeyeceğini gösterdi. Ayrıca millet şuuru oluşturulması açısından önemli bir role sahipti. Keza 30 Ekim 1918’de sonrasında her şey bitti, yok oldu denilirken, millet ayağa kalkıp kendi mukadderatını eline alarak Millî Mücadeleyi başlattı. Bu mücadelenin başlamasında önemli rollerden birisi de kuşkusuz Çanakkale’de görev almış, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıdır. Onlar esir olmayı reddettiler, Mondros’un şartlarını kabul etmediler. Millet ile birlikte bir Millî Mücadele hareketini başlattılar. Bu harekete milletin dâhil olabilmesi için insanların toplu bulunduğu yerlerde, seferber olunan hareketin meşruluğunun anlatılması gibi yöntemler kullanıldı. İstiklal Marşımızın yazarı millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy da bizzat bu işin içinde olan birisiydi.” sözlerine yer verdi.

Etkinlik, konuşmacılara fidan sertifikası verilmesi ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.