100. Yılında Cumhuriyet Paneli
OMÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen “100. Yılında Cumhuriyet” adlı panel Eğitim Fakültesi’nde gerçekleşti. Program ilk olarak Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, dava arkadaşları ve aziz şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşunun ardından Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı’nda görevli Öğr. Görevlisi Ömer Kanca yönetiminde İstiklal Marşı okundu.
Panel Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan’ın açış konuşmasıyla başladı. Prof. Dr. Serpil Sürmeli konuşmasında, Cumhuriyet’e giden sürecin ana aşamalarını hatırlatarak Cumhuriyet fikrinin Atatürk’te çok önceden var olduğunu vurguladı. Erzurum Kongresinden itibaren bu fikrini en yakınındaki arkadaşlarıyla paylaşan Mustafa Kemal Paşa’nın Avrupa gazetelerinin temsilcilerine de Cumhuriyet rejiminin ilan edileceği bilgisini ilan edilmeden önce verdiğini, özellikle Avusturya gazetesi Neue Freie Presse gazetesine verdiği mülakatı örnek gösterdi.
Prof. Dr. Nedim İpek Osmanlı’dan Cumhuriyete Halkın Yönetime Katılımı başlıklı konuşmasında aşağıdaki konulara vurgu yaptı:
Devlet bir toprak parçası (vatan) üzerinde yaşayan toplumun (millet) oluşturduğu siyasi teşkilattır. Anadolu Türklüğü en az bin yaşındadır. 1071- 1243 Selçuklu, 1244- 1298 Beylikler, 1299- 1920 Osmanlı, 1923 sonrası Cumhuriyet dönemidir. 1071’den 1800’e kadar halk idareye itaat eden ve yükümlülüklerini yerine getirmekle görevliydi. Bu süreçte gerekli eğitimlerden geçen erkekler kamu görevlisi ve idareci olmaktaydı. 1800’lerden itibaren sivil halk muhtar, ihtiyar heyeti, yerel mülki idare meclisi, belediye meclislerine üye olarak girip yönetimde yer aldılar. Türkiye 1876’da mutlak monarşiden meşruti monarşiye geçti. Bu süreçte vergi mükellefleri halk seçme ve seçilme hakkını elde etti ve Mebuslar Meclisi vasıtasıyla halkı mecliste temsil etti. Cumhuriyet döneminde halka kadın erkek ayrımı yapılmaksızın seçme ve seçilme hakkı tanındı. Dilekçe hakkı anayasa ile kuvvetlendirildi. 1923 sonrası anayasal ve hukuk devleti olması için yasal düzenlemeler yapıldı. Bu sistemin işlemesi biz vatandaşlara düşmektedir. Dilekçe yöntemiyle haklarımıza sahip çıktığımız sürece Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti olma özelliğini koruyacaktır.
Son konuşmayı yapan Merkez Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, çağımızın artık hükümdar iradesine dayalı hanedanlar çağı olmadığını, milli egemenliğe dayalı cumhuriyetler çağı olduğunu vurguladı. Esas olanın hanedanın yaşaması değil milletin yaşaması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çağlayan Osmanlı Hanedanının geçmiş çağlarda Türk Milletine ve İslam Dinine çok hizmetleri olduğunu ama bunun artık tarihe mal olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çağlayan Cumhuriyet’in Türk Milleti için milli kimliğini bulduğu, Türk kültürünün gelişme fırsatı yakaladığını ve en önemlisi Ortadoğu coğrafyasında varlığı görülmeyen demokrasinin Türk Milleti tarafından içselleştirildiğini beyan etti. Kadın-erkek eşitliği ve insan hakları konusunda alınan mesafenin Avrupa standartlarının üzerinde bir Cumhuriyet kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e çok borçlu olduğumuzu ifade eden Prof. Dr. Çağlayan önümüzdeki Türkiye Yüzyılı iddiamızı gerçekleştirmek için çok çalışmamız gerektiğini vurguladı. Program Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza ÇALIŞICI’nın teşekkür konuşması ve 10. Yıl Marşının coşkulu bir şekilde söylenmesi ile son buldu.